27 Şubat 2013

Kelebeğin Rüyası (2013)




Kelebeğin Rüyası (2013)

(8/10)

Doğrusunu söylemem gerekirse çok yüksek bir beklentiyle gittim filmi izlemeye. Yinede bu beklentimin karşılığını çok iyi aldım. Yaşanmış bir olayı anlatan bu film, Türk yapımı filmlerin en iyileri arasına girmeyi hak ediyor.
Kelebeğin Rüyası isminin filme ne kadar uyduğunu filmde anlayacaksınız. Gözlerim dolmadı dersem yalan olur; ama güldüm de aynı zamanda. Benim için önemliydi bu. Bazende şairleri hayranlıkla dinleyeceksiniz. Film ikinci dünya savaşı yıllarında Zonguldak’ta başlıyor. İki genç şair Muzaffer ve Rüştü, İstanbul'dan gelen güzel bir kız için iddiaya giriyorlar. Güzeller güzeli Suzan için ikisi de şiir yazacak ve kız hangisinin şiirini beğenirse o kazanacak.  
Yazan ve yöneten Yılmaz Erdoğan’ın şair kişiliği de bu filmde büyük bir rol oynamış. Kaleminin kuvvetli olduğunu hepimiz biliyoruz ama bunu daha çok hissettirmiş bu filmde. Replikler çok hoşuma gitti. Tabi bu konuda oyunculara düşen görevde çok önemli. Kıvanç Tatlıtuğ artık ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu kanıtladı ve sadece yakışıklı bir model olmaktan kurtuldu. Mert Fırat’ın zaten nasıl bir oyuncu olduğunu hepimiz biliyoruz. Kısacası oyunculukları hayranlık yaratıyor, filmdeki aşkları da…
Teknik meselelere de çekimlerin ne kadar iyi olduğunu söyleyerek  başlamak istiyorum. Görsel açıdan çok etkileyiciydi. Öyle bir anda öyle güzel yerler gösteriyorlar ki ağzımız açık kalıyor.
İzlemenizi kesinlikle tavsiye ediyorum. Bence kız arkadaşınızla gidin ama “Şimdi kızın yanında gözlerim dolar ne yaparım?” filan diyorsan onuda sen bileceksin. Her şeyi benden bekleme (:
Bu arada söylemeden edemeyeceğim; Farah Zeynep Abdullah’ın gözleri sizce de çok güzel değil mi?

…İyi Seyirler…